Yapıcı öfke, üst kişilik örgütlenme düzeylerinde görülür; yok edici bir niteliği kalmamıştır. Bu nitelikteki öfke, sevdiğimiz insanları sevilebilir halde tutmak, oluşturduğumuz bir sistemin, bir düzenin korunmasını sağlamak için kullanılır. Hayatımızı, kurduğumuz dünyayı koruyabilmek için yapıcı öfkeye ihtiyaç vardır. Öfkeyi yapıcı bir biçimde kullanamamak kişiyi edilgenleştirir, hayatının kontrolünü başkalarına bırakmasına yol açar. Haksızlıklar karşısında duyduğumuz öfke de bu öfkenin kapsamı içerisindedir. İnsanın adaletsiz bir dünyayı sevebilmesi mümkün değildir; haksızlıklara karşı çıkarak hayatı kendimiz için sevilebilir durumda tutmaya çalışırız. Bu nitelikteki öfke, kişilik örgütlenmesi “gerçeklik sevgisi” düzeyinde olan insanlara özgüdür.
Bu aşamada, bebeksi öfkenin çeşitleri ve tezahürleri üzerinde daha ayrıntılı olarak durmak istiyorum. Böylece, bebeklik dönemi içinde ele aldığım orijinal ruhsal enerjinin hayatın ileri aşamalarında öfke sahibi insan için dünyayı bir bakıma ne tür bir cehenneme çevirdiğini de anlamış oluruz. Öfkeden esas zarar gören, öfkenin sahibidir. Bir insanın öfkesi ne kadar fazlaysa, hayatı o kadar zordur.
Bebeksi öfkesi -orijinal ruhsal enerjisi- ruhsal alanında kalmış, hâkim duygusu “kendini kötü hissetmekten kaçınmak” olan bir insan bunun için birçok yol bulmak zorunda kalır. En ağır durumlarda, mümkün olduğu kadar insanlardan ve hayat deneyiminden uzak durma çabası vardır çünkü insanlara yakın olmak haset duygusunun uyanmasına yol açarken, hayat deneyimi de bizi çeşitli yetersizliklerimizle yüzleştirir. Hasedin uyanması veya yetersizlik, insanda “bir hiç olduğu” duygusunu yaratır; bunlar son derece kötü hissettirici duygulardır. Bu yüzden kişi hayatın dışında kalmaya mecbur olur.
Daha hafif durumlarda kişi ruhsal dengesini fantezilerine inanarak muhafaza etmeye çalışmaktadır ve gergin bir insandır. Bu gerginlik, en belirgin haliyle insanın kendisiyle ilişkisini kesmesine ve duygularını çok fazla hissetmeden yüzeysel bir biçimde yaşamasına yol açar. Kişi kolay sıkılan, çabuk yorulan, küçük zorlanmalarda uykuları bozulan, işlevselliğini kaybeden alıngan bir insan olur. Sürekli kendini düşünmek zorundadır. Kendini hayata katılmaya zorlarsa, seviyormuş gibi yaparak yaşamak zorunda kalır.
Bebeksi öfkesi fazla olan bazı insanlar öfkeli, huysuz, kıskanç, kindar bir kişilik geliştirirler; çevreleriyle çok fazla sorunları olur ama daha hakikidirler. Fakat kendini bu kadar ortaya koymak büyük bir gerginlik oluşturur. Bazı kişilerde de ruhsal gerginlik, yorgunluk, baş ağrısı, kronik mide ve bağırsak bozuklukları gibi bedensel rahatsızlıklara ya da alkol gibi gerginlik giderici maddelere yönelmeye yol açar.