TEHLİKELER KARŞISINDA DUYULAN KORKUNUN KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİNİ DÖNÜŞTÜRMESİ

Omnipotans dönemi-12-18 ay
Yeni doğan bebeğin kendisini “her şey”, yani Allah zannettiğini ifade etmiştim; bebek, zaten bebekliği boyunca tam bir omnipotansın içerisindedir. Hatırlanacağı gibi, 9-12 ay arası dönemde bebek hem annesini fark ediyor hem de onun, kendi yapamadığı birçok şeyi yapabildiğini anlıyordu ve böylece anneye karşı büyük bir haset uyanıyordu. Bu dönemde açığa çıkan haset, bebeğin omnipotan fantezisinde büyük bir sarsılmaya neden olur. “Her şey olmak”, “her istediğini olabilmek” şeklinde ifade ettiğim erken bebeklik dönemi omnipotan fantezileri anne karşısında geçersiz hale gelir ve artık bebek kendisini Allah olarak tasavvur edemez. Anne, Allah tasavvuruna daha yakındır; “o besleyen, yaratan, canlandıran, her istediği yerde olabilen, her istediğini yapabilen, her istediği olandır”. 9-12 aylık bebeğin bu durumu, anneyi “omnipotan/kadir-i mutlak”, yani Allah olarak algılaması şeklinde tanımlanır.
Anneye haset duymaya neden olan durum, bebeğin kendisiyle ilgili omnipotan fantezilerini anneye aktarmış olması, dolayısıyla omnipotan olanın kendisi değil, annesi olduğuna inanmış olmasıdır. Bu durum bebeğin anneye benzemeye çalışmasına yol açar. Haset edilene benzemek hasedin azalmasını sağladığı için, bu dönemde bebek hareketlenir, yürümeyi öğrenir, konuşmaya başlar, hal ve hareketleri, mimikleri anneye benzer. Bu çaba, haset duygusunun ruhsal alana çıkardığı orijinal enerjinin “dönüştürülmesi” imkânını da verir. Fakat bebek yeniden omnipotan olma hayalini de sürdürmektedir. 1 yaş civarında yürümeye başlayan çocuk aslında bu hayali gerçekleştirmeye çalışmakta, yeniden her şey olabileceğini kendisine ispat etmek istemektedir. Bu süreç, “omnipotans dönemi”dir.
1 yaş çocuğu omnipotans dönemine girdiğinde annesine olan ilgisini kaybeder, yatırımını anneden çekip dış dünyaya kaydırır; artık yeni nesnesi dış dünyadır. Annesine yapamadıklarını büyük bir hevesle yeni nesnesine yapmaya çalıştığı gözlenir. Çekmeceleri açar, her şeyin içini görmek ister, her şeyi karıştırır, tekmeler, yumruklar, ısırır. Erişebildiği her şey, bu dönem çocuğunun ilgisini çeker. Dokunarak, izleyerek, tadına bakarak her şeyi keşfetmek ister. Bu keşfetme merakı, çocuğun dünyayı kendisine ait kılma arzusundan kaynaklanır. Böyle bir arzuyu yaratan, 1 yaş çocuğunun haset enerjisinden ancak bir miktar farklılaşmış olan ruhsal enerjisinin içeriğidir. Kendini anneden tamamen koparma, anneden kurtulma arzusu ve büyük bir keşfetme merakı erkek çocukta daha da belirgindir.
Çocuğun ruhsal ihtiyacı, her şeyi yapabildiğini görmektir. 1 yaş çocuğu merdivenleri kendisi çıkmak ister, ona yemek yedirilmesine isyan eder, kendisi yemek ister. Devamlı deneyerek öğrenmeye çalışır, yorulmaz ve bıkmaz bir çabanın içindedir. Bunun altında, annesinin ve diğer insanların yapabildiği her şeyi yapma arzusu, onlara duyduğu hasedin enerjisi vardır. Bu anlamda, çocuk 9. aydan itibaren aslında hasetten kurtulmaya, bir başka ifadeyle, tekrar omnipotan bir varlık olmaya çalışmaktadır.
1 yaş çocuğu dış dünyayı yeni yatırım nesnesi yaparak ona hâkim olmaya çalışırken, kaçınılmaz olarak devamlı elini sıkıştırarak, başını vurarak, düşerek canının çok fazla yanmasına sebep olan durumlarla karşı karşıya kalır. Başlangıçta bunları hiç önemsemezken, düşüp, ağlayıp yine koşmaya devam ederken, giderek tehlikeyi görmezden gelemez hale gelir ve korkmaya başlar. 18. aya doğru artık çocuk dış dünyanın annesi kadar şefkatli olmadığını, hatta çok sert olduğunu anlamaya başlamıştır. Bu durumu, çocuğun canı yandığında daha uzun süre ağlaması, annesine yakın olmak istemesi şeklinde net olarak görebiliriz. Çocuk yeni bir sürece girmekte, giderek annesini yeniden odak noktası yapmaya başlamaktadır. Bir süre sonra anneye yapışır ve ondan ayrılmak istemez bir hale gelir. Bu değişimler çocuğun “omnipotans döneminin” sonuna geldiğini, omnipotansını aktarmaya hazır olduğunu gösterir.
Omnipotansın kaybedilmesi çok büyük bir korku ve çaresizlik duygusu oluşturacağı için, çocuk omnipotansını aktarabileceği ve himayesine girebileceği, onu himaye edebilecek birisine ihtiyaç duyar. Bu kişinin çocuk açısından omnipotan bir figür olabilmesi için arada güçlü bir ruhsal bağın olmasının yanı sıra örneğin başka birisinden emir almaması ya da korkmaması, güçlü bir konumda olması gerekir. Bu yüzden bakıcılar çocukların omnipotanslarını aktarmaları için uygun insanlar değildir.
Omnipotansın deneyimlendiği 12-18 ay arasındaki dönemde bütün çocuklar hem kendileriyle ilişkilerini keserler hem de annelerine ihtiyaçları olduğunu inkâr ederler. Çocuk bu dönemin sonunda omnipotansını annesine aktararak tekrar onun çocuğu haline geldiğinde, ancak o zaman kendisini iyi hissetmesini sağlama işlevini yine annesinden beklemeye razı olacaktır. Ancak bu aradaki dönemde çocuk annesinden kopmayı başarabilmek için anneliğe ihtiyacı olduğunu inkâr ettiğinden, kendisine annelik yapma ihtiyacı da duymaz. Aslında normal koşullarda çocuğun iç dünyasının bir parçası haline gelmiş olan içselleştirilmiş anne, çocuk anneliğe duyduğu ihtiyacı reddettiği için askıya alınmıştır. Örneğin düşüp bir yerini acıttığında, kendisine itina etmek ve canının yanmasının geçmesini beklemek yerine kalkıp koşmaya devam eder.
Fakat çocuk bu döneme yeterli ruhsal donanımla ulaşamadıysa, omnipotansını denemeye başladıktan kısa bir süre sonra canının yanmasına ve “her istediğini yapamama durumuna” katlanamaz ve denemeyi bırakır. Böylece yürümeye başlama döneminde dış gerçekliğe yaptığı yatırımı geri çekmiş olur ve fantezide omnipotansına inanmayı sürdürür. Bu çocuk, kendini iyi hissedebilmeyi annesinden beklemez; fantezilerine inanarak kendisini iyi hissetmeye çalışır. Annelik işlevini fantezilerine devretmek zorunda kalmıştır.