Ödipal sorunların çözümünün anlamının, aslında çocuğun anne babasının çocuğu olmaktan ve onların birbirini sevmesinden mutlu olması, onları birbirinden kıskanmaması olduğunu söyleyebiliriz. Bu arada çocuk cinsiyetini de benimsemiştir ve kendi cinsinden olan ebeveyniyle özdeşleşerek ona benzemeye çalışmaktadır. İç dünyası bu içeriğe uygun bir dönüşüm geçirdiyse, çocuk artık aşk nesnesi olan ebeveynini diğer ebeveyne bırakmıştır. Bunun anlamı, çocuğun dürtülerini aşk nesnesi olan ebeveyninden çekmiş olmasıdır. Bu yüzden artık onları birbirinden kıskanmaz, onların çocuğu olduğunu kabul eder. Kendi cinsinden ebeveyne benzemeye çalışması ise büyümek istediğini gösterir. Halinden memnun ve mutlu bir çocuktur.
Çocuğun iç dünyasının içeriğinin bu hale gelmesi sevebilecek, gelecekte kendisine sevgi üzerine oturan bir hayat kurabilecek bir insan olacağı anlamına gelir. Aslında bu içeriğin bütün unsurlarıyla birlikte oluşmasına sık rastlanmaz. Bunun oluşabilmesi, çocuğun 3-5 yaş arasındaki aile ortamı ile çok yakından ilişkilidir. Çocuğun dürtülerini ebeveynlerden çekebilmesi ancak ortamın onu buna mecbur etmesi ve bu durumu kolaylaştırmasıyla mümkün olur ve sadece insanlarda görülen bir durumdur; başka hiçbir canlı bunu gerçekleştiremez. Bu özellik, insanın bir kültür varlığı olmasının sonucudur.
Çocuğun ödipal sorunlarını çözebilmesi için her şeyden önce ailenin ensest yasağına uyan, çocuklarını dürtüsel bir doyum nesnesi olarak algılamayan bir anne baba tarafından oluşturulmuş olması gerekir. Bunun yanında, dürtülerin aile içerisinde kötü ve yanlış olarak tanımlanmamış olması, zamanı geldiğinde uygun insanlarla yaşanmasının çok güzel bir deneyim olacağı anlayışının olması gerekir. Ailenin dile gelmeyen duygusal, düşünsel ve ahlaki alt yapısını bu anlayış oluşturmalıdır. Zaten bu anlayış çocuklara dürtüsel bir yönelim olmamasında, çocukların aralarında cinsel oyunlar oynamalarının hoş görülmemesinde, ebeveynlerin, çocukların teşhirci ve röntgenci eğilimlerine katılmamasında ve aralarındaki cinselliği mahremiyet içinde yaşamaları şeklinde kendini gösterir. Sağlıklı bir aile ortamında, anne baba arasında sağlıklı bir cinselliğin yaşandığını gösteren bir yakınlık da vardır. Bu konulardaki her aksama mutlaka çocuklarda sorun oluşturacaktır ve ödipal çözümü imkânsız hale getirecek ya da zorlaştıracaktır.
Çocukların ödipal sorunlarını geride bırakabildiği ailelerde temeli, kadın ile erkek arasında yaşanan cinsellik oluşturur. Bu ailelerde sevgiyle ve sevginin gereklerini yerine getirecek olgunlukla beraber yaşanan cinsel hayat, hayatın yükünü üstlenen anne baba için en önemli mutluluk, enerji ve sevgi kaynağıdır. Eşler arasındaki yoğun yakınlık ve sevgi, cinsel hayat sayesinde taze ve canlı tutulur. Bu durumda aile ortamı sevgi ve neşe dolu olur, anne ve baba enerjisi yüksek, canlı insanlar olurlar. Zorluklar, aile içerisindeki yakınlığı ve dayanışmayı bozmuyorsa, ne kadar acılarla ve yoksunluklarla yaşansa da daha sonra hoş bir anı olarak hatırlanacak şekilde çözülür. Sorumluluk, çalışkanlık, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak bu ortamın doğal özellikleri olur. Aslında kadınla erkek arasında bu kadar canlı bir cinselliğin yaşanabilmesi için erkeğin hem sevebilen ve bunun gereklerini yerine getirebilen, hem de güçlü ve güvenilir bir yapıda olması gerekir. Zaten bir kadının eşine olan dürtüsel ilgisinin yoğun olması ancak bu koşullarda beklenebilir. Erkeğin bu özellikleri çocukların omnipotanslarını babalarına aktarabilmelerini de kolaylaştırır.