Manik depresif hastalık (bipolar bozukluk)

Eskiden manik-depresif psikoz denilen, son yıllarda iki uçlu (bipolar) bozukluk olarak isimlendirilen hastalık, depresyon ve mani nöbetleriyle seyreder. Depresyon tablosu yukarıda anlattığım majör depresyon tablosunun her iki biçimini de içerebilir. Mani nöbetleri ise depresyon tablosunun tam zıddını oluşturur ve onun da iki tipi vardır. İlki psikotik bir içerik taşır ve kişi kendisini çok yukarılarda görür; peygamber olduğuna, kendisine vahiyler geldiğine, dünyayı kurtaracağına inanır. Daha ileri gidenler Tanrı olduklarını dahi iddia ederler. Onların kimseye ihtiyacı yoktur ama insanlık onlarsız olamaz. Aşırı hareketlilik, çok coşkulu olma, çok konuşma, uyuyamama gibi belirtiler gözlenir, istedikleri bir şey yapılmadığında büyük öfke gösterir, saldırganlaşırlar.
Psikotik özellikli manik-depresif bozuklukta elbette yok edici öfke miktarı çok fazladır. Zaten bir ruhsal bozukluk psikoz düzeyinde seyrediyorsa, bebeklik dönemiyle ilgilidir ve öfke düzeyi de çok yüksektir. Bu tip manik-depresifler 9-12 ay arası dönemin sorunlarını gösterirler. Bebeklik döneminin ya “her şey” olma ya da “hiçbir şey” olma algısı psikotik depresyonda “hiç olmuşluk” duygusu, manide ise “her şey olma” şeklinde dikkati çeker. Böyle olunca, içerik de gerçeklikten kopup psikotik bir düzeye kayar. Ayrıca psikotik depresyon dönemindeki günahkârlık duygusu da, psikotik depresyonlar bölümünde anlattığım gibi, bebeğin annesine haset etmesiyle başlar ve hastalığın bebekliğin 9-12 ay arasına geri dönüş olduğunu bir kere daha gösterir.
Bu tablodan daha hafif olan, daha çok coşkulu, neşeli, hareketli, kendini fazla abartan düşüncelerle seyreden diğer mani haline, “hipomani” denir. Daha hafif geçen, psikotik olmayan manide hastaların kendilerinden son derece hoşnut oldukları, kendilerini dünyanın en harika, en akıllı, en güzel insanı olarak gördükleri gözlenir. Çok konuşmakta, konuşarak karşılarındaki kişiye büyük iyilik yapmaktadırlar. Bu hastaların dikkat çeken özelliği, duygu durumlarının coşkulu olmasıdır. Bu coşku ve kendinden bu denli hoşnut olma hali, kendilerini omnipotan olarak algılamalarından kaynaklanır. Zaten gelecekle ilgili her şeyi çözeceklerini, her şeyin kendi kontrollerinde olduğunu, her şeyi planladıklarını ve planlarının aksamadan yürüyeceğini büyük bir güvenle söylerler.
Depresyon ve mani olarak iki ucu olan bu hastalığın genetik bir zemine sahip olduğu konusunda hemen herkes hemfikirdir. Ancak hastalığın ortaya çıkması için ruhsal yapılanmanın da buna uygun olması gerekir. Bu hastalarda, bu iki nöbet dönemi dışında nispeten sağlıklı geçirilen zamanlar da vardır. Bu dönemlerde hastalar çalışabilir, arkadaşlık, dostluk, evlilik gibi ilişkileri sürdürebilirler.